Peygamberden Sonra İlk Büyük Tehdit: Ridde Hadiseleri

Peygamberden Sonra İlk Büyük Tehdit: Ridde Hadiseleri

Ridde kelimesi sözlükte “dönmek, geri çevirmek” gibi anlamlara gelen redd kelimesinden türemiştir ve Müslümanın bilinçli olarak İslam’dan çıkması anlamındadır. İslam Tarihi’nde Ridde Olayları adıyla bilinen hadiseler de Hz. Muhammed Efendimiz’in (sav) vefatına az bir zaman kala hastalanması ile bazı bedevi kabilelerin zekât vermeyeceğini söylemeleri ile başlamış ve isyana dönüşmüştür. Ayrıca peygamber olduğunu iddia eden kişilerin ortaya çıkması da aynı döneme denk gelmektedir. Hz. Muhammed’in (sav) vefatıyla devlet idaresini devralan ilk halife Hz. Ebubekir’in (ra) gündemindeki en ehemmiyetli konular da bunlar olmuş ve ilk savaşlarını da bu kişilerle yapmıştır. Arka arkaya yaşanan bu hadiseleri yorumlamaya çalıştığımızda karşımıza çıkan en temel mesele aslında Hz. Muhammed olmadan getirdiği İslam’ın bozulmadan devam edip edemeyeceğidir. Bu bakımdan Hz. Ebubekir’in en çok mesai harcadığı konunun dinden çıkanlar olması yerinde ve gerekli bir tutumdur. Diğer bir ifadeyle, Ridde Savaşları İslam’ın ahirete dek yeni bir peygamber de gelmeksizin bozulmadan kalacağı iddiasının ispatı adına önemli bir kırılma noktasıdır.

Hz. Muhammed’in vefatına üç ay kala gerçekleştirdiği veda haccından sonra hastalığının daha da ağırlaştığı kaynaklarımızda geçmektedir. Aynı dönemde Esved el-Ansî isimli bir kişi Yemen civarında birkaç kabilenin de desteğini alarak peygamberliğini ilan etmiştir ve bizzat Hz. Muhammed’in görevlendirdiği kişiler tarafından öldürülmüştür. Bu kişinin ortaya çıkışının Efendimiz’in şahsının fiziksel olarak güçsüzleştiği bir dönemde olması, İslam dininin varlığının peygamberinin varlığına bağlı olduğu düşüncesinden ileri gelmektedir. Halbuki, İslam inancına göre öncesinde gelen dinler hak olarak inmiş ve zamanla tahrif edilmişse de İslam inen son dindir, varlığının ahirete dek teminatı da doğrudan Allah-u Teâlâ’dır. 



Aynı şekilde, Efendimiz’in vefatı sonrasında Hz. Ebubekir’in halifeliğinde ortaya çıkan Müseylimetü’l-kezzâb adındaki sahte peygamber de ortaya çıkmıştır. Diğer bir yandan bazı kabileler de zekât vermeyeceklerini ilan etmiştir. Peygamber olduğunu iddia eden kişilerle savaşma konusunda tereddüdü bulunmayan Müslümanlar, zekât vermeyenlerle savaşma konusunda fikir ayrılığına düşmüştür. Yine burada Halife Hz. Ebubekir’in tutumu, İslam’ın emir ve yasaklarından taviz vermeden devam etmesi adına önemlidir. Rivayetlere göre, Hz. Ömer “lâ ilâhe illallah” diyenlerle savaşmayı doğru bulmadığını söylemiş bazı sahabeler de o yıla has olarak zekât toplanmamasını teklif etmiştir. Buna karşılık, halife Hz. Ebubekir namazı ve zekâtı birbirinden ayıranlarla savaşmanın şart olduğu fikrinde kararlı bir duruş sergilemiştir. Bu tutumuyla Hz. Ebubekir, İslam’ın bir bütün olarak kabul veya reddedileceğini göstermekle kalmamış aynı zamanda peygamber hayatta olmasa da İslam’ın herhangi bir sebeple değişime uğramayacağını ilan etmiştir. Böylelikle, İslam yeryüzündeki varlığını olduğu haliyle daha da perçinlemiştir. Şayet, o gün tavizler verilmiş olsa muhtemeldir ki namaz kılmayı, hacca gitmeyi, oruç tutmayı reddedecek kişiler de ortaya çıkacak, İslam’ı tahrif etmeye çalışacaklardı.

Sonuç olarak, diyebiliriz ki Ridde hadiseleri, İslam’ı tahrip hareketleridir. Bu hadiselerin, Hz. Muhammed’in hastalığı döneminde başlaması, vefatıyla daha da büyümesi, İslam’ın Hz. Muhammed olmadan devam edemeyeceği fikrinden ileri gelmektedir. Hz. Ebubekir, Ridde Savaşları ile hem İslam’ı tahrip hareketinin önüne geçmiş hem de İslam’ın varlığını bozulmadan peygamber olmasa da var olacağını ispat etmiştir.


Kaynakça:
RİDDE - TDV İslâm Ansiklopedisi (islamansiklopedisi.org.tr)
ESVED el-ANSÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi (islamansiklopedisi.org.tr)
EBÛ BEKİR - TDV İslâm Ansiklopedisi (islamansiklopedisi.org.tr)
VED HACCI - TDV İslâm Ansiklopedisi (islamansiklopedisi.org.tr)
MÜSEYLİMETÜLKEZZ B - TDV İslâm Ansiklopedisi (islamansiklopedisi.org.tr)


Hasan İnceöz
19.02.2021

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kelam İlminin Doğuşu ve Önemli Ekoller

Osmanlı’da Çağdaş İslam Düşüncesi ve Modernleşme

Bir İdeoloji Olarak İslamcılık