Cumhuriyetin Zemini: Tanzimat Fermanı

 Cumhuriyetin Zemini: Tanzimat Fermanı



Tanzimat fermanının Osmanlı tarihinde dönüm noktalarından biri olduğu şüphesizdir. 1839 yılında ilan edilen Tanzimat’ın öne çıkan maddelerinden birisi ilk defa millet ve vatan gibi kavramlara yapılan vurgudur. Burada zikredilen millet artık padişah yerine egemenliğin sahibi olarak ilan edilmiştir ve imparatorluğun toprakları anlatılırken de vatan kavramı tercih edilmiştir. Bu tercihler de “Tanzimat ile birlikte egemenlik padişahtan alınıp millete verilmiştir” söylemini haklı çıkarmaktadır. Bir diğer önemli vurgu ise canın ve malın bundan sonra emniyette olacağıdır. Akıllara gelen ilk soru ise “daha önce emniyette değil miydi” olacaktır. Padişahın kulları olarak nitelendirilen devlet adamları mevcut hukuk kurallarına göre padişahın yönettiği şirketin köleleri gibidir ve padişahın onlar üzerinde tasarruf hakkı vardır. Tebaa ise Allah’ın kullarıdır ve hukuk önünde padişah ile aynı haklara sahiptir. Tanzimat fermanında vergi toplama usul değişikliği, askerlik hizmetinin erkeklere vatan hizmeti olarak yüklenmesi gibi önemli, köklü değişiklikler olsa da bu yazımda -cumhuriyetin ilanına ve inkılaplara da zemin hazırlayan- egemenliğin millete verilmesi ve devlet adamlarının statü değişikliği gibi daha öncelikli bulduğum konulara değineceğim.


Tanzimat öncesi dönemde devlet doğrudan padişahın mülküydü tıpkı şirket yönetir gibi padişahlar şirketin sahibi gibi tasarruflara sahipti. Dolayısıyla padişahın atamış olduğu devlet adamları da sorumlu oldukları birim de yine padişahındı. Bu yönetim şeklindeki mali düzenlemeye örnek verecek olursam, padişah bir nezarete nazır atar, o nazıra da nezaretin tüm memurlarının maaşlarının ve nezaretinin ihtiyaçlarını giderecek şekilde para veriyordu. Nazır da almış aldığı parayı gerekli ihtiyaçlara göre taksim ediyordu. Bunun neticesinde de kişiler kurumlarla bir sayılacak derecede yetkili oluyordu. Ayrıca bu devlet adamları vefat ettiğinde de miras bırakamıyordu çünkü aslında her şey padişahın mülküydü. Görevi devralan devlet adamı da öncekinin geçici süreliğine yönetmiş olduğu mal varlığını devralmış oluyordu. Tanzimat ile artık devlet adamları da halktan biri kabul edildi ve onlar da artık şahsi mallara sahip olabilir, miras bırakabilir hale geldi. Devlet tarafından kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarına yetecek derecede maaş bağlandı. Böylelikle kurumlar ve şahıslar birbirinden ayrılmış oldu.

Tanzimat ile değişen en kritik durumlardan birisi de egemenliğin kimde olduğudur. Tanzimat öncesine kadar egemenlik hakkı bütünüyle padişaha ait iken Tanzimat ile egemenlik millete verilmiştir. Bu değişim de aslında millet meclislere zemin hazırlamış ve milletin kendisine idarenin yolunu açmıştır. Nitekim, cumhuriyetin ilanıyla birlikte gelen köklü değişikliklere bakıldığında ayak seslerinin Tanzimat Fermanı’nda duyulduğu anlaşılacaktır. Bu durum da “cumhuriyetin ilanı sadece tabela değişikliğidir” tezini kuvvetlendiren önemli bir noktadır.

Sonuç olarak, Tanzimat Fermanı’nın Osmanlı Devleti için kritik değişiklikler içerdiği açık bir gerçektir. Bu değişikliklerin başında da egemenliğin padişahtan alınıp millete verilmesi olmakla birlikte devlet adamlarının statü değişikliği, vergi düzenlemeleri, vatani görev olarak zorunlu askerlik gibi başka maddeler de vardır. 1839’da Tanzimat ile gelen bu düzenlemeleri cumhuriyetin ilanına ve yapılan köklü inkılaplara zemin oluşturan, yol açan öncü değişiklikler olarak değerlendirmek tarihi vakıalara bütün olarak bakmanın getireceği bir sonuç olacaktır.

Hasan İNCEÖZ

16.06.2021

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kelam İlminin Doğuşu ve Önemli Ekoller

Osmanlı’da Çağdaş İslam Düşüncesi ve Modernleşme

Bir İdeoloji Olarak İslamcılık